31 Ekim 2017 Salı

Akran Zorbalığı

   Geçenlerde okuldan bir suratla geldi ; arkadaşı ona "sen şişmansın ve kötü görünüyorsun" demiş! Çocuk işte üzülmüş "ama ben şişman değilim ki ben sadece çocuğum dedim o anlamıyor" dedi.. Akran zorbalığı konusunda ilk tecrübemiz ve hazırlıksız yakalandık "çok kaba bir davranış beni üzdün,hoş değil söylediklerin" diyebilirsin dedim,hemen karşı çıktı "aaa insanlara kaba diyilmez üzülürler" Çocuk haklı bir yönden çünkü biz ona hep şişman,kısa,uzun,kel vs diye insanlar ayrılmaz sadece kadın,çocuk ve erkek vardır dedik.Ten rengi,cinsiyeti,görüşleri,giyimi,inancı bizi ilgilendirmez ve alay konusu olamaz asla dedik o da şimdi bana "hayır ben normalim o da normal böyle şeyler söylenmez işte ama o anlamıyor,beni üzdün seninle oynamak istemiyorum" demiş ve gelmiş.Artık onunla oynamak istemiyormuş ve bir ara dudağı büzüldü söylerken ağlayacak gibi oldu sonra “off tamam boşver” dedi.Belki kötü bir gün geçiriyordur arkadaşın falan dedik ama çokta takmak istemiyorum çünkü çocuk yani bu duygu halleri pek stabil değil,yarın gelir en çok onu seviyorum falan der.
İçim parçalandı tabi insan istiyor ki hep yanında olsun,kollasın,kimse duygusal yada fiziksel zarar veremesin...ama işte öyle olmuyor ne kadar çabuk bunlarla başa çıkmayı öğrenir ve kolay atlatmayı becerebilirse o kadar özgüvenli olacaktır.Karakteri şekillendirecek olaylar bunlar ve tabi bizlerinde takındığı tavırlar biliyorum ama ahhh kalbim.. 
Bazen diyorum biz fazla mı duygusal ve kibar yetiştiriyoruz dışarısı öyle değil,insanlar acımasız ve kavgacı.Ama hakkını aramak için şiddete başvuran bir insan olsun da istemem.Sana vurana sende vur diyemiyorum,kızmalısın sadece napıyorsun de mesela diyorum ama doğru mu yanlış mı bilemiyorum gerçekten.Böyle zamanlarda daha zor ebeveynlik.Hani büyüdükçe kolaylaşıyordu?! 
    Bir arkadaş içimi döktüğüm fotoğrafın altına yazmış “Seninkinden çok o çocuğa üzüldüm.Düşünsene 3,5 yaşlarında bir çocuk böyle davranmayı nerede öğrendi acaba?”  Haklı.Her çocuk eşit şartlarda büyümüyor tabiki.Berkay kavgacı değil hatta genelde susup,karşı koymayan taraf.Ama başka birini korumak için ses çıkartmaya çalışıyor.Sürekli gülümser ve insanlara sorular sorar,ilgilenir,sarılır.Eşim bu durumdan çok sıkıntılı çünkü fazla duygusal olduğunu düşünüyor, bende sadece kendi koruyabilecek kadar sesi çıksa yeter diyorum ama tabi bizim dememizle olmuyor.Çocuk gözümüzün önünde büyüyor ve gelişiyor.Yüksek sesli konuşmalardan dahi haz etmeyen sakin bir karakteri var.. Nasıl devam eder,neler yapabiliriz bilmiyorum ama bir anneden güzel bir öneri geldi.Anne zor/alaycı/yaramaz çocuğu canladıracak, çocukta kendini nasıl koruması gerektiğini öğrenecek.Bu rol yapma oyununu biraz değerlendireceğim tabi.Gelişme olursa bahsederim.Farklı önerilerede açığım.
Bu arada gözlüğede alıştı gibi:)




24 Ekim 2017 Salı

Sinema Bir Minnak

 Bazı ilkler hakikaten özel oluyor.İlk tırnağını kestiğiniz gün gibi değil canım hımmmm yani ilk kez anne demesi gibi.Tamam biliyorum bunun üzerine biraz fazla düşündüm ama yerinde oturan,sakin bir çocuktan bahsetmiyoruz ki! Maşallah çocim inanılmaz hareketli,en ufak tıkırtıda kalkıp dans ediyor eee birde dikkat süresi kısa..üstelik filmler üç boyutlu olduğu için gözlük takması lazım! Çeneden hiiiiç söz etmiyorum bile..
Daha önce Minyonları ve başka filmleri teklif etmiştik fakat pek oralı olmamıştı ama Lego aşkı malum, Ninjago'yu gördüğü anda gitmek istediğini söyledi.Biz filmden önce iki tane set alıp oynadık bile:) Daha deneyimli anneler haftasonu ve kalabalık bir salona gidersen kalkıp gezemez diye tembihlediler.Ama ben aşırı gürültüden daha çok rahatsız olur diye düşünüp haftaiçi gitmek istedim.
Aslında o babasıyla gitmek istiyordu ama baba iş için şehir dışındayken biz filmin gösterime girdiği ilk cuma akşamı damladık sinemaya.Yeni ve kaliteli salonlarından dolayı tercihim eve yakın bir avm oldu.
Minnak film öncesinde large pop corn alıp tek başına gömdü:))) Yarım saat kadar başbaşa oturup sohbet ettik, çok tuhaftı bir an sanki büyümüş gibiydi sonra salona doğru yürüken bir ürktü çünkü konsepti tuğla duvarlı ve karanlık bir atmosferi var salonun.. Ben hala nasıl olduda oturdu,ay ben fark etmeden yeni bir sürüm mü yüklendi,bu çocuk niye sakin,noluyoo diye  kendi kendimi yemekteyim:)
   Film sırasında gözlüğü çıkarmaya çalıştığı için biraz uğraştık ama çok güzeldi yani beklediğimden iyiydi.İki çocuklu bir aile ve bizim gibi anne oğul gelen 3 aile vardı,onların dışında boştu.Biri zaten ilk ara olmadan uyudu.Bomboş salon olunca bizim minno da arada kalkıp oynadı,ee olur o kadar ama iyi idare etti.Bundan sonra korkmadan gidebilirim diye düşünüyorum. "Yeeeyy!" dedi iç sesim,artık animasyon filmlere gitmek için çocuk bahanen var kimse tuhaf bakmaz:))

Bu arada önümüzdeki iki ay harika filmler çıkıyor ama hayranı olduğum için en çok Johnny Deep'in Murder on the Orient Express filmini ve Marvel takıntımdan dolayı Justice League merak ediyorum.
Veee henüz okumayan kaldıysa(!) bir kitap tavsiyem var çünkü 17 Kasım da filmi vizyona girecek, R.J. Palaci'nin "Mucize"
kitabından alınan filmin başrollerinde Julia Roberts ve Oven Wilson var.Eee film tavsiyeside verdim artık ben kaçar:) 
İyi seyirler..

21 Ekim 2017 Cumartesi

Gözlüklü Yaşama Merhabalar

  Şimdi sanki basitmiş gibi gelen ama kabus gibi bir on günden bahsetmek istiyorum.Minnakın okula başlamadan önce senelik rutin diş ve göz kontrollerini yaptırdık.Malum sağ gözünde doğuştan gelen bir minik lekesi var.Şimdiye kadar önemsiz denilmişti ama bu sefer arkasında bir kitle olmasından şüphe edildi.Gittiğimiz doktor,tavsiye edebileceği İstanbulda bu alanda sadece iki doktorun olduğunu söylerken zaten içimi bir sıkıntı bastı bile.Hayır gugıldan olası hastalıkları araştırmadım ama doktorları iyice araştırdım ve en kısa tarihe zar zor bir randevu aldım.Profesör olunca muayene ücreti 3 haneli oluyormuş bunuda öğrenmiş olduk gerçi o sırada hiçbirşey umurumda değildi ama.. Etilerde Dünya Göz Hastanesi Oküler Onkoloji bölümüne gittik.Bende daha önce lazer ameliyatımı bu hastanede oldum ve gerçekten personel ve hizmet kalitesi çok çok iyi bir kurum olduğunu söyleyebilirim.
Doktorumuzun işinin ehli olmasının yanında birde baba olması şansımıza oldu.Minnaka ayak uydurdu ve sıkılmadan kontrolünü bitirdik.Teşhis Irıs Melonama.Berkay'da bulunan kötü huylu değil fakat her sene aynı doktorda kontrol edilecek.Benzer hastalıktan gözlerini kaybeden,görme kalitesi çok fazla düşen çocuklar var:( Ayrıca Myop astigmata'da var maalesef ve yüksek:( Ben okulda çok uzun süre zorluk çektim yada gözlüğümü unutunca baş ağrısı,kırıldıkça olan masrafı vs.. Aynı şeyleri oğlumun yaşamasını istemezdim ama napalım.20li yaşlara kadar ameliyat da olamıyor o yüzden gözlük kullanacak.Bugün beğenip sipariş verdik ve artık yeni bir döneme başlıyoruz.Bu kadar hareketli ve sıkılgan bir çocukta gözlük nasıl olacak bilemiyorum ama eğer o kitle kötü huylu olsaydı olabileceklerin yanında bu hiçbirşey.Allah kimseye şifasız dert vermesin.Gözlük seçmek tam anlamıyla işkence oldu, mor istiyor istediği ton yok.Ben kırılması en zor gruptan ayırdım önüne seçenekleri daraltıyorum o "kesinlikle kırmızı olmalı!" diyor.Hadi bir tane kırmızı beğendi kenarı kelebekli falan diye kız modeli dediler eee ok ben umursamam böyle şeyleri,annem başladı "okulda dalga geçerler henüz kaldırabilecek yaşta değil" diye tutturdu.. Bir tanesi çok bir cingöz recai gibi oldu bayıldım ama ağır geldi belki bir iki sene sonra öyle bir modele geçer.En sonunda beğendik ve sipariş verdik artık beklemedeyiz.
Bu arada annem ve teyzem çılgınca araştırmış  ve balık yağı kullanmam gerektiğini düşünüyorlar hatta içinde a ve d vitamini olan gıdaları ve onların emilimini arttıran gıdaları bile çözmüşler..Ben zorunda kalmadıkça takviye gıda kullanmak istemiyorum çünkü zaten gerekli şeyleri yiyip içen bir çocuk.Üstelik beslenmenin görme üzerinde iyileştirici etkisi ciddi anlamda kanıtlanmamış.Neyse hepimizi yeni bir dönem bekliyor umarım sorunsuz geçer.

20 Ekim 2017 Cuma

Nezahat Gökyiğit Botanik Bahçesi

  Nezahat Gökyiğit Botanik Bahçesi; evimizin dibinde olmasına rağmen (vakit bulamamaktan) bizim geç keşfettiğimiz şehrin ortasında bir vaha! O kadar güzel ki! Hemde her mevsimde farklı güzel.Yazın o kavurucu sıcaklarda fazla duramıyorduk fakat Ekim başında daha güzeldi.




Haftasonu normalden kalabalık ve her ağacın arkasından bir gelin damat fırlıyor, üstelik yanlarında bir ordu insanla ama yinede alan o kadar büyük ki gölete karşı bir ağacın gövdesinde yaslanıp kitap okuyabilir,kucağınıza gelip yatan arsız kedilerini sevebilirsiniz.Ben daha çok minnakı kovalıyordum:)) Minik su yollarında zıplayıp,ördeklere su sıçratıp,ağaçların ve bitkilerin isimlerini okuyarak söylemeye çalışmak ve rampa olan çimlerden yuvarlanarak saatler geçirdi.


İçeride etrafında piknik masaları olan bir çocuk parkı var.İçinde kum park,ağaç ev,ahşap oyun alanı ve bitkilerden oluşan bir labirent oyun alanı var.
Parkın içerisinde bir market yok o yüzden suyunuzu,atıştırmalığınızı alıp gidiniz efenim çünkü 4-5 saatten önce çıkamazsınız.Her kısmı ayrı güzel ve vaktin nasıl geçtiğini anlamak zor.Giriş yayalar için ücretsiz,arabalar için 6 tl.Sabah 9 ve akşam 6 arası ziyarete açık.Çıkın çıkın gidin:)

18 Ekim 2017 Çarşamba

Doğada Bir Minik Kaşif

  Biraz ortalıkta yoktuk çünkü bolca gezdik ve anlatacak çok şeyim var ama önce bu harika oyunu paylaşmak istiyorum çünkü tam zamanı.İmkanınız varsa tabiki ormanlık bir alanda vakit geçirirken daha zevkli oluyor fakat yoksa şehir parklarında yada mesire yerlerinde haftasonu çocuğunuzla açık havada güzel vakit geçirmek için ideal.




*Ben görselleri pinterestten aldım fakat köşelerinde hangi siteye ait oldukları da yazıyor.


Biz bu oyunda neler neler bulduk hepsini instagramda paylaştım bile:) Sinop sonbaharda ayrı güzeldi,dağda çok vakit geçirdik.Haftasonları artık botanik bahçede (bir sonraki postta anlatmak istediğim şehrin göbeğinde harika bir yer) Polenezköy yada Şilede falan gezerken oynarız..