29 Ağustos 2017 Salı

Tek Çocuk Hiç Çocuk Mu?

  Pazar sabahı ailemize pammuş gibi bembeyaz bir kız çocuğu katıldı.Eşimin bir numara büyük abisinin 3.kızı oldu.Hemen gittik tabi bir numarayla arasında 9 yaş var tabi o başka alemde,eskinin tekne kazıntısı bugünün ortancası başına geliceklerden habersiz mutlu görünüyor ama kıskanmış belli.Minnoyu görünce mutlu oldular ama bizimki sadece kuzenlerini özlemiş onlarla takıldı,bebeğe şöyle bir bakıp "bu ne be böyle,minnacık bişiyyy naapcakssınız bunu oyun bile oynayamaz bu" dedi ?!?! 

(Okula giderkende benzer bir olay yaşamıştık bakınız.)

   Dün akşam içinde ne biriktiyse artık uyumak bilmiyor.Ben GOT sezon finalini bekliyorum bi git uyu çocum hadi modundayım.En sonunda döküldü babanesi (telefondan yetmiş yani) demiş kiiii "yeni bir bebek gelicek eve çünkü sen çok yaramazsın birde uslu kızları olur ne güzel.." Ay ne diyim şimdi zaten aklım başka yerde yok annem yok dedim yatırdık zar zor.Sabah "eğer bu eve bir bebek gelirse bende sizi terk ederim ama kapının kilidine yetişemem onu açmanız lazım" diye uyandı:) Hayır o minik parnağını tehditkar şekilde sallıyor ve allahım yicem o ne tatlılık haha ciddiye bile alamıyorum durumu.Neyse baktım çocuk içlenmiş artık tam sözde veremiyorum gelecek belirsiz,herşey olabilir.Şuan için düşünmediğimizi,kısa yada uzun vadede daha farklı isteklerimizin olduğunu anlattım.Artık ne kadar anladıysa..
  Herşey bir yana maddi imkanlar çocuğuma endişelenmeyeceğim bir gelecek sağlayacak kesinlikte olsa (biliyorum ölümlü dünya ve hiçbir şeyin garantisi yok ama olsun) iki tane daha yaparım.Cidden bak yaparım ama gündemi sürekli değişen bir ülke ve piyasadaki belirsizlikler gözümüzü korkutuyor.Kendi işimizi yapıyoruz devlet memuru yada kadrolu şirket çalışanı değiliz ki! Amannn herkesin çocuğu özel okullarda mı okuyor","maddiyat herşey diiildir cınım",aaa birde "allah rızkını verir" var dimi offff cidden bunları duymaktan sıkıldım ama hata bende, sen niye sebep açıklıyorsun ki?! Fakat şu sebepten demesem bu sefer bencilsin,kendini düşünüyorsun,zora girmek istemiyorsun,sırf kendin için çocuğunu yalnız bırakıyorsun diyorlar.Yalnız bırakmak? Kardeş çocuğa yoldaş olsun diye mi yapılıyor eee birbirini öldüren,para için küsen,eşleri yüzünden konuşmayan kaç kardeş var? 
Eski bir arkadaşım,instagramdan görmüş takipleşiyoruz artık, "zaten evdesin yap aradan çıksın" demez mi? Çocuk bu çocuk,aradan çıksın ne demek?! Ayrıca evdeysem yinede çalışıyorum ben sersem neyden haberin var acaba.. 
  Anlaşılan o ki bir çocuk biz hariç kimselere yetmiyor!!! Ama ben hamileyken tek başımaydım,hatta doğuma bile yalnız girdim kimse yetişemedi,loğusayken yalnızdım kimse nasılsın diyip bir işin ucundan tutmadı.Herkes sadece konuştu.. Ama yap ikinciyi demek kolay hatta o zaman bile üçüncüyüde yap cicim aradan çıkıversin falan derler.Sen mi bakıcan arkadaşım? Hem herkes senin gibi üremek zorunda mı? Ben yandım sende yan mı diyorsun içinden yoksa kızzz:)) 
  Asıl favorim "Tek çocuklar asosyal oluyor amaaa" bunu sürekli söyleyen bir arkadaşımın 15 yaşındaki çocuğu tek başına bakkala dahi gidemiyor ama herkes kendi sorununu görmezden gelip karşısındakine akıl verme derdinde.Yav he he senin ki özgüven patlaması yaşıyor ya! 
  Ve son olarak gündemin saatlik değiştiği,istikrarsız ve nefret dolu bu topluma bir çocuk daha getirme ve endişe boyutumu ikiye katlama fikri beni geriyor.Kadınlar taciz edilmesin diye iyilik(!) olarak pembe otobüs yapılıyor bu ülkede,şort giydi diye toplu taşıma aracında dayak yiyor ve hooop konudan saptık:( Offf bilemiyorum ama kısmet tabi diyelimde çok katı konuşup evreni kışkırtmayalım dimi? 

  Ayy ne içlenmişim bee,yazdım rahatladım ohhhhj.Hatta öyle yumuşadım ki yarın "bizz hamileyizz" yazarsam şaşırmayın:))) Yok artık daha neler,direkt küfredin ayol öyle yazarsam..
  

28 Ağustos 2017 Pazartesi

Yiyom Yiyom Pammuk Gibi Oluyorum

  Üzgün olduğum zaman (çoğu kadın gibi) canım tatlı birşeyler istiyor.Bu dün yazdığım posttaki gibi bilişsel bir beslenme şekli sanırım.Ama mutlu olduğumuzda da pastayla falan kutlama yapıyoruz..yine tatlı! Duygusal beslenmenin tehlikeli bir alışkanlık olduğunu biliyorum,yeme bozukluğu hatta,ama çoğu zaman bilinçsizce yöneliyorum.Birde mekana göre yeme var.Kadıköy'e gittim mi Cafer Erol'a uğrayıp badem ezmesi almadan yada Eminönüne gidip lokum almadan dönemiyorum eve.
   Doğum günlerinde, düğünlerde, partilerde, bebekler doğduğunda, mevlütlerde hep bir lokum,çikolata, lokma döktürme falan.Kültürümüzde bayram dediğin el açması baklava olmadan olmaz! Sacece bizde değil ki Amerikalılarda cadılar bayramında şekere saldırıyor demek ki çokta yöresel bir sorun değil.Sevgililer gününü unutmayalım bir dakika!! Kalp şeklindr çokolata yemeyen bizden değildir:) Tabi reklamlar,her yerden biten gurmeler,tavsiyeler ve food channellar.. Yahu instagram sayfamı bir açıyorum akışta hep bir yemekler,tatlılar vs geçiyor:) Yooo bende böyle değil diyebilirsin ki zaten sorun bende canım.
  Mesela o gün kendime ait özel bir günse,bir başıma vakit geçirmişsem dönüşte oğluma mutlaka birşeyler alıyorum.Bunu fark edene kadar hep tatlı vs birşeylerdi artık mini figurler falan alıyorum.Rahat hissetsemde içten içe bir suçluluk falan mı duyuyorum ki? Yoksa babam her seyahat dönüşü bize gittiği yerden tatlılar,çeşit çeşit yiyecekler getirirdi yanii bendeki durumda bu öğrenilmiş bir davranış mı? 



 Evde kurabiye yapılan gün resmen bayram havası oluyor.Mutfağa gidip gelip tepsinin başında soğusun diye bekleme,elleyip parnakları yakma,sonra sütle götürme:) Hasta olduğunda da iyi hissetsin diye kurabiye yaparım.Kendim stresli olunca kaşık kaşık tiremusu yerim.. Yemeğin iyileştirdiği tek şey iştah oluyor aslında yoksa duygular üzerinde pek bir etkisi yok ama işte gel anlat mideye..     Bende olan bu duygusal yeme sorunu bari çocuğumda olmasa, geçte olsa farkına vardım.Bundan sonra iyi hissetmesi için sarılıcam,ona özel hikayeler anlatıcam belki bir iki kitap falan alırım.Ama sanırım kendim hala tereyağında cızırdayan şatoya,çok katlı bir lazanyaya,koccaman bir pizza dilimine tav olabilirim:)


25 Ağustos 2017 Cuma

Duygusal Yeme

  Film ve patlamış mısır? Şimdi size bilişsel bir senaryodan bahsetmek istiyorum.Bunu geçen sene yemek&sağlık bloglarından birinde okumuştum,hatırlarsam adını yazarım.Bir soru vardı film izlerken neden patlamış mısır tercih ediliyorsunuz? Neden soyulmuş salatalık yada üzüm değil neden fındık,fıstık değil? 
🍿🎬Şu şekilde şartlanmışız;
Filmi seç,sinemaya git,bileti al,patlamış mısır ve içeceği al,yerken izle! 
  Alışkanlıklarımız nasıl oluşuyor? Neye göre şekilleniyor? Toplum mu yoksa yoğun şekilde maruz kalınan reklamlar mı veya takip edilen kişinin tavsiye etmesi mi? 
   Çocuklarımız akşam balık yerine "ben bunu yemem,patates kızart" dediğinde ne yapıyoruz? Aç yatmasın,aman karnı doysun diyerek günü geçirdiğimiz yöntemler hızlıca çocuğun alışkanlıkları haline dönüşürken, bunu biz yapıyoruz!!! Ama kabul etmiyoruz,etmek istemiyoruz! El kadar çocuk abur cubur ona sunulmadığı sürece ve varlığından bile haberdar olmadığı şeyle, nasıl bağ kurabilir ve alışkanlık edinir? Biz verdiğimiz için olmasın.. 
   

  Bu yaz oğlumun yeme içme düzeninde bazı şeyler değişti hatta olumlu yönde gelişim gösterdi.Bu durum umarım kalıcı olur.Onun için planladığımız bu yaz bazı(!) konularda meyvesini verdi diyebiliriz.
 Daha önce "yemek savaşları" diye bir dizi yazı yazmıştım "beslenme" yada "blw" etiketlerinden ulaşabilirsiniz.Her yaşın getirdikleriyle bu yazıları güncelleyip,yeni öğrendiklerimi daha sonra işime yarayacakları bu etiketlerde paylaşmak istiyorum.
  Ben yeme içme konusunda sürekli araştırıp yeni yöntemlere,farklı tariflere ve pişirme tekniklerine bakıyorum.Bilinçlendikçe ve daha sağlıklı beslendikçe vücudumunda bana karşılığını verdiğini gördüm.Çocuğumda hayat boyu gel gitlerle,diyetlerle,kilo problemleriyle uğraşsın istemediğim için en baştan ve müdahele edebilecek kıvamdayken alışkanlıklarını şekillendirmeye başladım.Tabi bu her defasında başarılı oldum demek değil.Sadece yöntemlerin bazıları tuttu,bazıları tutmadı.Sonuçta her aile yapısı,yeme düzeni,alışanlıkları,eve alınan gıdalar,alışveriş listeleri ve çocuğun damak zevki farklı! Ama damak zevki çok çeşit sunularak geliştirilebiliyor ve annenin ilk başlarda yılmadan bunu denemesi gerekiyor.
  Beslenme stratejilerim ve alışkanlıklarını çeşitlendirme üzerine postları ard arda yayınlamayı düşünüyorum.Ben yaptım sen yapma,ben nerde yanlış yaptım gibi:p Bilişsel beslenme,günü kurtarma,uzun vadede sağlıklı hayat,kavgalar,tartışmalar ne ararsanız var yani:) 

18 Ağustos 2017 Cuma

Ayakkabı Bağlama Çalışmaları

  Kardeş konusunda en sinir olduğum şey ayakkabısını bağlamak ve ona öğretmeye çalışmaktı.Ayakkabı bağlayabilmek bizim ülkemizde çoook sonralarda kazanılan bir beceri.Gerçi çocuklar için botlar bile cırt cırtlı fakat bahçe işlerinde falan ip bağlayabilmek önemli o yüzden yavaş yavaş alışsın diye İceoğlan için bu kartondan yaptım.


Çizemem diyenler bunları çıkarıp bir kartona yapıştırabilir.




Hem motor gelişimi için önemli bir etkinlik hemde önemli bir beceri.Bizim minno uzun süredir zaten kendi giyinip,soyunup,ayakkabısını vs giyebiliyor.Artık ara ara bunuda çalışsın çünkü hevesli,bağlamaya çalışmak istiyor.Zaten kendi isteği olduğu için yaptım bu kartonu yoksa oralı olmazdı..Aklına geldikçe deneyebilir artık.

8 Ağustos 2017 Salı

Hep Bir Ekşın :)

  Geçenlerde köy gezimizde neler neler yaşadık.İceoğlan daha önce hiç denk gelmemişti ilk defa mezarlıkları gördü, akabinde ölümle ilgili çok soru sordu. Sünnet çocuğu gördü "bu çocuk çok komik giyinmiş bu ne beee eheheheh" diye gülerken bir densiz amca eliyle makas taklidi yapıp "Bülüğünü kestirdin mi büllüğünüüü?" diye taciz ettikten sonra mecbur o konuda da konuştuk."Ucundan biraz alıcaklar zamanı gelince vs,temizlik için şart,pislik olursa hastalık olur hatta o yüzden tuvaletını oturarak yapıyorsun çünkü ayakta hiç sağlıklı değil diye.Normal karşıladı "olur tamam pis olmasın" dedi.Bu arada halk arasında büllük denilen şey bildiğin penis:) Artık pipi demiyollağ demek.


Şişman diye dalga geçilen bir çocuk gördü "ne var onun vücudu öyleyse,benim ki böyle herkesin ki farklı,boyumuz,saçımızda farklı neden üzüldü ki kız?" dedi.Dalga geçen çocuğa gidip kızayım ben bir daha yapmasın hiç hoş değil dedi ama ilk önemsediği kızın neden üzüldüğü oldu.Labirent oyunlarında en uzun yolları seçip beni çıldırtan çocuk nasıl böyle mantık yürütüyor ya? 
  Bir akşam bahçede otururken kuyunun önüne düşen yaralı bir kuş bulduk ona üzüldü,tedavi ettik o iyileşme sürecine tanık oldu,güzeldi.. Nerde tuhaflık gelir bizi bulur dağda mantar toplarken sen kır sapını,sonra o ellerini gözlere sür, yandı tabi gözleri çıldırdı çocuk.Ramazanın son günü gitmiştik biz,şehirde pek duyulmuyor tabi ramazan davulunun sesi ya gece korkuyla kalktı,sonra neden saat kurmuyorlar ki bu ne saçma iş diye söylene söylene uyudu:) 
  En bombası bir akşam yürüyüşten dönerken bir anda aşka gelen büyükbaş hayvanları görünce "anneeee ne oluyooo ya,naapıyor bunlar?" diye bağırmasıydı. "Birbirinden hoşlanan çiftler için normal birşey annecim" dedim,"iyi tamam o zaman biz gidelim bari" dedi.Fakat bir büyük boy kuzeni "inekler sadece ineklere mi aşık olur? İnek kediye aşık olamaz mı?" diye sorular sormaya başlayınca bir koşu anasının kucağına attım yavruyu.Benim için "love is love" ama herkes aynı düşünmüyor,elalemin çocuğuna neyi nasıl anlatayım? Kendi çocuğumada bu konuda başkası fikrini anlatmadan önce ben konuşmak isterim ama mümkünse bu yaşlarda değil.Cinsel eğitim konusunu yaşına uygun olarak açıkca konuşmaktan yanayım,"ayıp" denilip geçiştirilmesini doğru bulmuyorum.
  Ay o kadar acaip sorular geliyor ve öyle tuhaf muhabbetler geçiyor ki aramızda..Bazen çenesinden yılsamda çok keyif alıyorum..bazen.. 

3 Ağustos 2017 Perşembe

Bir Gün...

   Gözümü açamadım henüz ama sokaktaki inşaatın gürültüsü yeni başladığına göre saati tahmin ediyorum vee şu dakikliğe bakın hele! Pıt pıt yatak odasına gelen ayak sesleri.Yüzümü yastığa gömüyorum ki tatlı laflarına kanıp ayağa kalkmayım,bu seferde babası kalksın banane.. Hissetti ya sıpa damardan vuruyor "annecimmm kalkma vaktiiii sabah olduuu" bu sefer yumuşacık elleriyle saçlarımı geriye atıp yanaklarımı okşuyor ve "annemm seni çok seviyorum dönde bir öpeyim hadii,bak güneş gibi doğdum ben evine dimi annecimmm?" Dayan Giz dayan,şimdi babaya geçicek az kaldı derkeen tekrar saçlarımı okşayıp,başımı öpüyor "acıktım ben yumurta yapalım hadi beraber" diyor off tamam pesss,kalktım artık.Dönüp arkama bakmıyorum bile haiiiiin kocCa da kesin uyanıktı😬Tabi o kısık sesli,üzerine peri tozu serpilmiş gibi narin olan çocuk gidiyor yerine ben yumurta çırpmaya çalışırken,scooterla ayaklarımı ezen "açımmm,ne zaman hazır olcakkk,parka gitcez miii,dedemi araa,bisiklete binelim,arabamın şarjı nerdeee,paw patrol açarmısınnn?" diye nefes almadan ve yüksek sesle konuşan çocuk geri geliyor.Ben kendi kendime söylenirken o mutfak tezgahına tırmanmış "kahveni ben yapayım hadi" diyor."Ne olacak ki yeaaa iki kaşık kahve birazda su o kadar" derken kavanozun yerini buluyor.
Kahvaltı,park,bisiklet,yemek,alışveriş,oyun alanı,anane/dede ziyareti,arkadaşlara yemeğe gidelim derken gün sonunda ben pelte gibi bir yere kıvrılırken o hala oyun için kolumu bacağımı çekiştirebiliyor.
  Son çare sıcacık küvete bırakıyorum yavruyu ve bir ohhh çekiyorum, tabureyi alıp küvetin yanına konuşlanıyorum.Dergi vs okuyorum yada beni ıslatmasına izin veriyorum,bu arada çeneside hiç durmuyor hiç! Bazen bir saat bazen 20dk kadar suda debeleniyor,çok mutlu olduğu için etrafın batmasını önemsemiyorum,gerçekten.Zaten temiz ve düzenli kalması çok uzun sürmüyor,alışıyor insan bir süre sonra:) Rahvan gitsin mi ne demişler bildin mi? Sonra buruş buruş ve kıpkırmızı şekilde bir çıkıyor kiiiii hamur olmuş hamur:)))) "Tertemiz oldum annem bak pamuk gibiyim" diye bornozuyla dolaniyor evde.Allahım o nasıl bir tatlılık,baldırlarını ısırıyorum,ayak parmaklarını öpüyorum.Yalnız mayışmış bebeyi hemen giydirip yatağa atmazsam yine canlanıyor o yüzden jet hızıyla giydiriyorum, vallahi F1 PitStopları gibiyim.Sonrada bir papatya yada nane limon çayı yapayım diyorum ve demlenirken unutup uyuyorum:) İçimin geçmeside 10dk bulmaz ama geri kalkıyorum,evi şööyle bir topluyorum ki ertesi güne hazır olsun öylede manyağım.

  
  

1 Ağustos 2017 Salı

Tatile Gitti Gelicek..

  Dolu dolu bir yaz tatili geçiriyoruz.Bolca geziyoruz sonra ben iki gün kendime gelemiyorum ama sonra yine yollardayız:) Aslında çok farklı planlarımız vardı hatta biletleri alınıp ayarlanmış eotalarda ama eşimin ani bir rahatsızlığı çıktı bende onu tek bırakıp gitmek istemedim.Hayat siz planlar yaparken... Neyse şuan için iyi çok şükür bizde birarada olmayı kutluyoruz ve Ayda iki kez Ege'de bir yerlere kaçıyoruz.
Evde olduğumuzda bisiklete biniyor yada İstanbulu gezmeye çıkıyoruz.Çok yedik bu aralar şiştim valla kışın ki zayıflıktan eser kalmadı:( 
   Okulsuzluk sadece minnağın hoşuna gidiyor aahahaj ama onunla takılmak bir yere yetişme derdi olmadan hemde harikaymış.Öğlen uyursa eğer yanına kıvrılıp kitap okuyorum.Hem onu koklayıp,izliyorum hem istediğim bşka birşeyi yapıyorum.Uyandığı ilk anları çok sevdiğim için o arada başka bir iş yapmıyorum.Terlemiş ekşi kokulu,şişmiş gözler bir masumluk bir yumuşaklık ogffff.Yarım saat kadar kucakta seviliyor,muhabbet ediyoruz sonra yine birbirimizi yemeye başlıyoruz:p 
  Haftasonu kısmetse yine yollardayız sonra eve sonra yine yollara.. Eşimin test sonuçları iyi çıkarsa Eylül'de 15 gün bir gezimiz var bakalım..Aslında Dubrovnikte Ekim'de GoodFood festivali varmış ona mı gitsek diye düşünüyorum,aklım fikrim yemekte ve kitaplarda evet:) Aslında havalar soğumadan bir Kastamonu-Amasra-Sinop yaparız.Birde çok merak ettiğim Macahel turları var ama ciddi uzun yürüyüşler gerekiyor 5-6 gün falan sürüyorlar.Minnakla biraz zor gibi belki seneye.Ama istek listemde ilk üç içinde sürekli girip fotilerine bakıyorum.
Günde iki kez İnstagrama bakıyorum 10ar dakka falan.Haftada birkez takip ettiğim blogları okuyorum onun dışında telefonla fazla bir ilgim kalmadı.Eski yaz tatillerime geri döndüm gibi.Beni ararsanız yeni bir Lego paketinin başındayımdır:)