31 Ağustos 2016 Çarşamba

Adatepe Zeytinyağ Müzesi

  Günlerce bir kadın resminin önünden geçip durduk.Meğer Adatepe’li Rum güzeli Refika’nın hüzünlü potresiymiş bu.Rebeka aslında ismi güzel sesli kadının ama bizimkiler arasında olmuş Refika.Adatepe Zeytinyağlarının yüzü olmuş kaç zaman sonra.. Hüzünlü hikayesini buradan okuyabilirsiniz.
Müze
Adatepe köyüne çıkan yolun üzerinde olduğu için aynı gün ziyaret edebilirsiniz.Köye çıkan yolda birde "Zeus Atları" var.Müzede zeytinin çeşitleri,hasatı,zeytinyağ yapımı,saklanmasına kadar çeşitli bilgiye ulaşabilirsiniz.


Adatepe Zeytinyağ Müzesi Küçükkuyu merkezde bulunuyor.Haftanın 7 günü 8:30-18:30 arası ziyarete açık.Girişi ücretsiz birde bahçesinde müze marketi var.Zeytin, zeytinyağı ve zeytinyağından üretilmiş yan mamullerin satışı yapılıyor.Ayrıca özgün mutfak aletleri de bulabilirsiniz.Lavanta fidesini almadığıma pişman oldum.Ben bunları aldım..









29 Ağustos 2016 Pazartesi

Okul Hayatının İlk Günü !

  Kimbilir kaç sene sürecek eğitim-öğretim macerasının ilk günüydü bugün. Dün gece uyumadan önce oğlumla okulda neler konuşacağımızı planladım ve normalde çok sakin olmama rağmen karnımdaki ağrıdan uyumam biraz zaman aldı:)) Ama o ne yaptı??? Hayiiinn evlat yaptı yine yapacağını:D Okuldan içeri girdiğimizde ismiyle ve gülücükler ile karşılandı, tam eğildim öpmek ve "bak ben burada bekliyorum.." demek için.. Nankör çocik bana "baayy anne" diyerek arkasını dönüp giderken el salladı,o kadar.Anaaa yalı kazığı gibi kaldım ya orda! Hiç sormamışta.. Bu bağımsızlık ve kendinden emin durum umarım hep devam eder.Bende hazırlıklı olayım naapim:D
İceoğlan çok duygusal ve hassas bir oğlan çocuğu bu yüzden kırılıp,üzüleceğini düşünmek beni endişelendirirken, bir o kadar sosyal olmasıda arkadaş bulmasını kolaylaştıracağı için endişelerimi benden uzaklaştırıyor.. Benim her zaman ki annelik çelişkilerim işte.
  Güvenliğinden ve yetkililerinden emin olduğum bir yer bulduğum için içim rahat.İlk günden burayı sevmesi ve ertesi gün gitmek istemesi güzel.Umarım bu heyecanı böyle devam eder.Oryantasyon süreci eskisi gibi değil olabildiğince bilinçli artık.Bana isterse ulaşabileceğini,tuvalet için kimden yardım istemesi gerektiğini,nerede uyuyacağını öğretmeniyle birlikte anlattık.İlk günler kısa süreler okulda bulunmamız lazımmış ki çabuk sıkılmasın,tekrar gelmek istesin,alışsın diye.
Bakalım neler olacak gelecekte bizi neler bekliyor..
Yeni eğitim-öğretim yılı hem minnaklara hem biz ailelere hayırlııı ve uğurlu olsun canlarım.

25 Ağustos 2016 Perşembe

Kreşten Beklentilerim(iz)

  Son bir senedir kreş ve anaokullarını ara ara araştırıyordum.Aklımda belirlediğim bir kaç okulu tabiki daha ayrıntılı inceledim.Velilerin yorumlarına,her türlü sosyal mecrada yapılan olumlu ve olumsuz yorumlara,etkinliklerine vs.. 
Manyak bir eski sevgili edasıyla incik cıncık inceledikten sonra, eşimle bir liste yaptık.Aman tanrımm o da ne! önceliklerimiz çok farklı:) 
  Son zamanlarda haberlerde sık geçen ve gittikçe çoğalan; anaokullarında çocuklara şiddet videoları,mağdur ailelerin röportajları eşimi çok gerdi.Bu konuda çoook hassas tabiki bende böyle düşünüyorum ama o "kamerayla izleyelim,olmadı istediğim vakit çıkıp gideyim" gibi tepkiler veriyor.Güvenlik için bir saat alma konusunda hem fikir olup bu maddeyi geçtik.(Bu saatler hem çocuğun nerede olduğunu izlemek için hemde acil durum tuşu var,birde kolundan çıktığı anda telefonunuz aranıyor)
  İş yerimize yakın olanlar ve eve yakın olanlar diye okulları ayırdık ve ziyaretler yaptık.Çook ilginç durumlar yaşanabiliyormuş hakikaten bundan bir sonraki postta bahsetmek istiyorum.Kaliteli bir eğitim ve uygun çevre koşulları hepimizin beklentisi ama ailelerin kendi yapılarına uygun olan şartlarıda var.Mesela bizimkiler önem sırasına koymadan; 
  *Çim bahçe olması ve her türlü havada bahçeye çıkılması.
  *Doğaya saygılı materyaller kullanılması ve çocuklara havyan&doğa sevgisi aşılanması.
  *Okul servisindeki koltuklar ve güvenlik!
  *Sağlıklı beslenme alışkanlığının burada pekiştirilmesi ve kızartma,şeker,paketli gıda verilmemesi!!! Çoğu kreş hamur kızartması(pişi),patates kızartması,hazır pastane ürünleri veriyor:( Çorba ve tencere yemeği olması önemli.Yesin yemesin ama önünde olsun ve örnek alsın.
  *Güvenlik çok önemli anne&baba dışında hiçkimseye(!) anane,dede,teyze farketmez kimseye aile aranıp,bilgi alınmadan çocuk teslim edilmemesi.
  *Işık alan,ferah,havadar ve temiz materyallerin olduğu sınıflar ve tuvaletler olmalı.
  *Öğretmenler ve idareciler size güven vermeli,istekli olmalı. (Neler neler var ayol) 
  *Sanat aktiviteleri ağırlıklı olmalı.
  *Sürekli yabancı dilde konuşulan bir okula gerek yok fakat yabancı öğretmenlerden çift dilli eğitim veren bir okul tercih sebebi.
  *Çocuğun akşam eve getireceği resimi öğretmen tamamlamamalı(!!!)
  *İdareci yada öğretmenlerin ilk yardım bilgisi almış olması önemli.
  *Cinsiyetçi yaklaşımlardan hiiiç hoşlanmam, böyle bir izlenim aldığım yerler oldu maalesef.
  *Sene sonu gösterilerine karşıyım.Bu yaş grubu çocuklarını yok yere gerginlik,başaramama,hırs,endişe vs gibi duygulara sürüklemeye gerek var mı gerçekten? 
  *Abartılı doğum günleri,pastalar ve sürekli hediye alma,alınma durumlarını gereksiz buluyorum.Neyseki çoğu okulda yok.
  *Branş derslerinin yaşına,fiziksel durumuna uygunluğu.
  *Çocuk sayısına uygun yeterlilikte öğretmen var mı?
  *Kreş içinde tam gün görevli bir pedagog olması.(Ne mutlu ki bizimki birde anne.)
  *Okul ve ailenin iş birliği,iletişimi çok önemli.İletişime açık, ebeveyn koçluğu verilen,yol gösterici yaklaşımlar veliyi cezbediyor.Günlük iletişim dosyaları veriliyor olmasıda işin kaymağı oluyor bu durumda:)
  *Benimsenen eğitim modeli size uygun mu? Gerçekten uygulanıyor mu? Eğitim bireyselleştilerek veriliyor mu? 
  *Çocuğumun kendini keşfetmesine imkan verecek ve merakını canlı tutabilecek bir eğitim felsefeleri var mı?
  *Eğitimcilerin ağlayan çocuğa yaklaşımları nasıl? Duygularına önem veriyorlar mı?
  *Karşılarken ismiyle hitap ediliyor mu? Güleryüzlü ve ilgililer mi?
  *Çocuğun öz bakım işlerini halletmesi destekleniyor ve yeterli zaman tanınıyor mu? (Ayakkabısını,montunu giyip çıkarırken müdahele etmemek veya yemek yemeye teşvik etme gibi)
  *Akran zorbalığı politikaları nedir? (Bu en önemlilerden)
  *Tv asla olmamalı.(Evet olan anaokulları var hatta tablet verenleri var!)
  *Birey olarak davranılması,saygı görmesi,desteklenmesi ve orada bulunmak istemesi,mutlu olması.

Evet hepsinin birden karşılanması zor biliyorum.Ama mutlaka olmazsa olmaz dediklerimiz var ve bunları neredeyse karşılayan bir okul bulduk.İnşallah uzun vadede memnun kalırız.Süreçte karşınıza neler çıkacağı hiç belli olmuyor bu yüzden asla kimseye okul,dr vs tavsiyesinde bulunmam.Aslında kendimiz mi bir okul açsak diye düşünmedik değil:)) 
Önümüzdeki hafta oryantasyon süreci başlayacak.Aslında çok heyecanlıyım çünkü hiç ayrı kalmadık ve o çok duygusal bir çocuk.Hadi hayırlısı diyeyim artık..


Ps: Ücret konusuna hiç değinmedim çünkü herkesin imkanı,bütçesi,ne kadar zorlanabileceği vs değişir.Sizden senelik bir orta segment araba fiyatını isteyenler olduğu gibi çok ucuza verenler yada tam maaşınızı vermek zorunda kalacağınız yerler var.Ülkemizdeki eğitim maalesef standart değil, zaten sistem ve sınavlar bile sürekli değişiyor."Özgürlüğü bile sınırlanmış çocuklar varken..","insanlar açlıktan ölü..." diye başlayan cümleler hepimizin aklında ama herkes imkanı yettiğince çocuğuna en iyisini vermek ister.O yüzden ne kimseyi pahalı yere verdiği için nede sokak arasında bir dairedeki kreşe verdiği için eleştirmek kimsenin haddine değil! Bunu düşünmesi gereken yetkililer var(dır herhalde) Bireysel olarak üzerimize düşeni yaptıktan sonra gerisi devletin sorumluluğunda! 
 
 

23 Ağustos 2016 Salı

Kış Hazırlıkları Bölüm 2: Domates

  Eveeet yaz sonu hazırlıklarına yavaştan başladım.Sanırsın kışa aç kalıcaz:) Buzluğu bezelye,barbunya,dolmalık biber,haşlanmış börülce falan doldurdum:)
En sevdiğim domatesin ise tam zamanı.Daha çok konservesini yapıyorum ama birazda kurutarak saklıyorum.Domates kurutmak biraz zahmetli ve heryerde mümkün değil.
5kg domatesten yarım kilo anca oluyor:D
Gerekenler ise kuru iklim ve güneş.Tam ege işi yani.
Çanakkale,Balıkesir,Manisa yada Güzel İzmirimin balkonlarında kurutulmak için asılmış dizi dizi patlıcan,biber,kabak,bamyaları görmüşsünüzdür.İstanbulda nemden küfleniyorlar maalesef:( Ama nemli bölgelerde olanlar üzülmesin onlarda fırında kurutabilirler.
Domatesi Kurutmak;
Domateslerin kabuklarını soymadan ikiye kesiyoruz.Çekirdekli kısımları kalıyor ve üzerlerine (kabuksuz kısımlara) tuz sürüyoruz.(Bizim yazlıkta kayası falan kurutulduğu için kiremitten alan var balkonda.)Büyük emaye tepsilere yerleştirip üzerine tül serdim.İlk günler suyunu salıyor tabi onları döktüm.Yaklaşık 10 içinde kurudular.

Saklamak için birazını buzdolabına koydum.Büyük kısmını ise yağda sakladım.Cam bir kavanozun dibine tane karabiber ve geçen sene Kaş'tan topladığım defne yapraklarını yerleştirdim.Domateslerimi koyup üzerine zeytinyağ ekledim.Artık yemeye hazırlar.Yaptıkça tariflerde paylaşırım..

Domatesin Konservesi
5 kg domatesi (tencere o kadarını alıyor toplamda 20kg:)) yıkadıktan sonra,kabuklarını soymadan 4 e bölüyorum.Tencerede bu şekilde biraz kaynatıp blendırla üzerinden geçiyorum.Kabuğa en yakın kısmı en kıymetli yeriyken soymak istemiyorum.Sonra kaynama aşaması geliyor.Suyunu çekene kadar biraz kaynatıyorum.
Kavanoz kapaklarının her sene yenisini alıyorum çünkü eskisi tutmuyor.Kapaklarıda kaynar suda bekletiyorum.
Domatesleri kaynar kaynar kavanozlara dolduruyorum ve ağzını hiç beklemeden kapatıp düz bir yere ters çeviriyorum.İşlemi ocağın altı açıkken yapıyorum.Soğuyan kavanozları güneş görmeyen,serin bir odada saklıyorum.Açtıktan sonra buzdolabında saklıyorum ve açılan kavanozu en geç iki gün içinde tüketiyoruz.Böylelikle kış boyu salça kullanmıyorum.





20 Ağustos 2016 Cumartesi

Kış Hazırlıkları Bölüm 1: Baharatlar

  Bu güzellikleri kavanozlara yerleştirirken mutfağım mısır çarşısı gibi kokuyordu:)
Yemeklerde baharatlar çok önemli yer tuttuğu için genelde marketten hazır almıyorum.Bahçedeki nane ve fesleğenleri düz bir yerde tepsilere seriyor ve kurutup ufalıyorum.Üzerlerine hep tüller seriyorum ki toz,tüy vs gelmesin.
Biberiye,kekik,kırmızı biber.. Fotideki turuncu-kırmızı olan ise zeytin ve balık için olan bir karışım.
            Ihlamurlarımız kışa hazır.
Deniz tuzunada baharat eklerim ama bu sene Adatepe Zeytinyağ Müzesinden hazır yapılmışını aldım.
Assostaki köylerden de üç farklı kekik aldım.
Limon kekiği en beğendiğim oldu.Kaldığımız evin bahçesinden lavanta ve biberiyede topladık.Ev sahibemiz maşallah herşeyi yetiştiriyordu:) Biz gelmeden (çocuklu olduğumuzu söylemiştik) oğlan için armut,elma ve incir bile toplamıştı.Bu yörenin insanına bayılıyorum zaten nasıl içten,nasıl candan..
Herneyse nanelerin kokusunu gönderebilsem bayılırdınız söyleyim.Hadi gelin kısır falan yapar götürürüz beraber.

Ps: O minik kırmızı biberleri tereyağda kızdırıp kurufasulye yemeğinizin üzerine eklerseniz tadına tad katarsınız.

15 Ağustos 2016 Pazartesi

Huzur Bulduğum Yerden

  Homeros'un "bin pınarlı İda'sı" , tanrıların dağının eteklerindeyim.. 
Denizin kokusu,dalgaların sesi..ahh ruhumun huzura kavuştuğu yer!
Hangi günde olduğumuzu dahi bilemeyecek kadar rahat ve güzel,sakin,yavaş geçiyor günler.
Biz büyük şehirde yavaş yaşam için dahi bir çaba içerisindeyken, bu sahil köyünde mis gibi yaşıyor insanlar.Meşhur domatesi,kekikli peyniri,dalından mis gibi meyvelerini yiyor,tertemiz sularında yüzüyorum.Oksijeni zaten dünya sıralamasında.. 
Güne buz gibi sularında başlıyor,güneşi denizde batırıyor,bazende yakamozlarda yüzüyorum.Üç beş sayfada kitabımdan okursam daha ne isterim.


 

...Ama o Zeus'u da görüyordu 

çok pınarlı İda'nın en yüksek doruğunda, 

görünce de korku kaplıyordu yüreğini... 

...Hera dosdoğru yürüdü Gargaros doruğuna, 

İda'nın en yüksek tepesiydi bu.... 


4 Ağustos 2016 Perşembe

Hayvana Eziyete Hayır !!!

  Veteriner kliniği adı altında hayvanlara yapılan işkencenin videosundan çoğunuz haberdarsınızdır.Buraya link vermek istemiyorum zaten akşam haberlerinde  bile verildi görüntü.Bu konular ve verilen tepkiler beni çok üzüyor.
  Hayvan haklarını savunmak için çaba verdiğinizde hemen karşınıza çıkıp (sanki kendi insanlığa çok faydalı ve yardımsevermiş gibi) "ama hayvanlara boş boş yardım etceğinize aç insanları doyurun önce,doğuda durum şöyleee,suriyeliler böyleee,afrikada insanlar açç" derler.Belki oralarada bir faydanız dokunduğunu bilmezler bile ama fark etmez hayvanlara yapılan yardım,sevgi boştur.Aslında boş olan onların kalpleri ve vicdanları!!! 
Yardımsever insanların bu pek bir düşünceli insanımsılardan akıl almaya mı ihtiyacı var? Kendileri bir işin ucundan tutup,bir yetimi yada bir yaşlıyı mutlu edebilmişler mi daha önce? Eğer öyle olsa daha naif insanlar olurlardı.Ama tek işleri boş konuşup, laf kalabalığı yapmak.Dünyaya ufak bir iyiliği dokunan insanı bile çekemiyorlar.Yetiştirdikleri çocuklara üzülüyorum:( 
  Bu kış bir cuma günü oğlumla parkta oyun oynuyoruz.Buğday alıp geldik güvercinleri hem besliyor hem heyecanlanıp kovalıyor,gülüyor..Bir grup çocuk kozalakları toplayıp kuşlara atmaya başladı ve içlerinden sadece biri uyarmaya çalışıyor "yapmayın ya yazık günah bak çok küçükler" diye.Ben önce uyarıp kızdım bir süre sonra tekrar geldiler.Bu arada anneleri banka oturmuş  kendi aralarında sohbet ediyorlar, çocuklara sıfır müdahele.Tamam yanlış biliyorum ama o kozalakları alıp tüm gücümle üstlerine fırlatmak istedim ki sanırım çocuğum yanımda olmasa yapardım da.. O çocukların konuşmalarını bir duysanız daha önce kuyruğunu kestikleri bir kediden gülerek bahsediyorlar ve daha neler neler.. 
Yanlarına gidip ellerinden kozalakları çekip annelerının ayağının dibine attım ben daha ağzımı açamadan kadın "oğlum hadi cumaya geç kalacaksınız gelin şu hayvanseverlerle bizi uğraştırmayın şimdi" dedi."Bu çocukları böyle yetiştirmenin vebalini hiçbir namaz temizleyemez buyur geç" diyebildim sadece..tüm vucudum sinirden titriyordu.Şimdi bunun dinle,namazla bir alakası yok onu söyleyim sadece yaşadığım bir olayı anlattım.Çok kişi şahit oldu olaya, bazı yaşlı amcalarda sonradan kalkıp kadınlara kızdılar.. Bunun neye inanıp inanmadığınızla hiçbir alakası yok! Bu tamamiyle vicdanla ilgili.Sevmek zorunda değilsiniz,bakmak zorunda da değilsiniz. Ama bir canlıya,üstelik size hiçbir zararı olmayan bir canlıya işkence etmeye hakkınız yok.Senden daha zayıf ve güçsüz diye,başkasına anlatacak ağzı dili yok diye onları ezebilme hakkını kendinde buluyorsan çocuk yapma lütfen, üreme!
Çocuğunun bunu yapmasına izin veriyorken bir düşün biraz daha büyüdüğünde sana neler yapabileceğini..

#faytonabinme 
#birkapsubirkapmama
#birkapsu
#temizmama
#sokakkedisideğilcandostu
#satınalmasahiplen
  

2 Ağustos 2016 Salı

O Şimdi Asker

  Gitti çocuk.Çocukluğumun çoğunu gıcık olarak geçirdiğim kardeşimin arkasından bakarken dolu gözlerle "ama o daha küçücük" diyebildim:( Sarılmıştım deli gibi bırakıp bırakıp kaç kez ama şuan yeterli gelmiyor:( 
  Ömrünün en güzel zamanlarını (isteyip istemediğine bakılmadan) testesteron dolu bir yerde,işinden,ailesinden,sevdiğinden uzakta...bla bla ne söylesem boş sonuçta gitti artık.Annelik hep bir bekleme hep bir özlem mi demek ki diyorum şuan çok karmaşığım.Karnındayken kucağına almak için bekle,pamuklara sar büyüt,uyanmadan kahvaltısını hazırla,yorgun gelince omuzlarını ovala,hasta işe gitti diye endişe et sonra alıp götürsünler bu sefer kışla yolu gözle:( 
Birkaç ay bile olsa uzak kalmak canımı sıkıyor çok bencilim sanki gezmeye gidiyorsun oraya ya ben kendimi düşünüyorum.Kime bulaşıcam ki ben hem çocuğa birkaç laf söyletip sana sesli mesaj göndererek taciz ediyordum o zevktende mahrum kaldım.Nooolcam ben çocuk? Sen napıcaksın orada onu bilemem ama yatağını toplamayı öğrenecek olman sevindirici:D 
  Şafakmatik diye birşey varmış hakikaten gördüm ama doldurmayacağım o ne öyle be offff.Zaten aklımın bi kısmı hep sende olacak.Yalnız evde çıt çıkmayınca annemle babam bana sarmasalar bari.Düşününce şöyle bir, annemin tek kazancı pazardan kilo kilo meyve taşımıyor olmak olacak.Genel karamsar halinin üstüne sensizlik eklendiğinde tam anlamıyla karanlık tarafa geçmiş olur:p
  Hayır gideceğini bilmek başka şey,küçükken benim yüzümden (üzgünüm) başına gelmedik kalmayan o topik kafayı traşlanmış görmek başka şey:( -5dk zırlama molası-
  Ayrıca yediği her tavuktan midesi bozulan,girdiği banyodan çıkmak bilmeyen bu adamı alıp naapcaksınız ki? Hem terlediğinde (oğlumda dayıya çekmiş) ekşimikte kokar.Siz bilirsiniz tabi..
 Selametle git gel canımın parçası karındaşım.Allah yardımcın olsun sanada tüm ana kuzularınada.

1 Ağustos 2016 Pazartesi

Konjac Sünger İle Cilt Temizliğim

  Kuru haliyle ponza taşına benzeyen,suyu gördüğünde kendinden geçip tombik yumuşacık hale dönen bu süngerler Japonlarında güzellik sırrıymış.Ee zaten duymayan,bilmeyen kalmadı artık.Yeni anneyken keşfetseymişim keşke o donuk suratla dolaşmak zorunda kalmazdım..
  Konjac cilt temizleme fırçaları gibi tahriş etmiyor,sivilceleriniz varsa patlatıp yaymıyor.Devamlı kullanıldığında gözenekleri küçültüyor ve gerçekten güzel bir temizlik sağlıyor.Makyajı temizledikten sonra bile biraz tortu kalır ama en son konjac ile yüzümü sildiğimde tertemiz oluyor.İçine temizleme jeli sıkanlar varmış ama bana pek hijyenik gelmedi o yöntem.
  Kullanmadan önce ve sonra durulamak gerekiyor.Ayrıca üç ayda bir yenisiyle değiştirmeli.Ben kullandıktan sonra asarak kurutuyorum.
%100 bitkisel ve doğal oluşu ayrıca narince arındırması bence çok iyi.İlkini Sephora'dan almıştım gereksiz pahalı, bu 15tl civarı eklips markanın ondan bir farkı yok.
Oğluma bebekler için olanından aldım ve çok memnun kaldım zaten cildi çok hassas o yüzden herhangi bir kese yerine bununla hafif bir ovalama yeterli oluyor.Yalnız bizdeki artık eskidi ve şuan yenisini bulamadım:( Vucut için olanlarıda varmış şimdi onlardan da almak istiyorum.Birçok farklı markada var fakat internette bununda sahteleri mevcut o yüzden güvenilir yerlerden almakta fayda var.
Sevgiler..