21 Nisan 2016 Perşembe

Cıvıl Cıvıl Çiçek Oyunu

  İştee size tam baharlık bir oyun! Bence baharın en güzel yanı her yerde görüp içinizi açan,rengarenk çiçekler.Kokulu olanlara biraz mesafeliyim gerçi ama olsun çok güzeller.Balkonuma önümüzdeki hafta bir iki çiçek almayı düşünüyorum.Sulamasından İce sorumlu olucak:) Bence çokta hoşuna gidicektir.
  Bundan oyun mu türetilir diyebilirsiniz belki ama oluyor işte.Bir karton parçasını fon olarak kullandım.Kırtasiyeden kabartmalı çiçek stıckeri aldım ve kartona yapıştırdım.Bitkiyi hem ingilizce hem türkçe olarak bölümlerine ayırdım.
Gelelim okuma bilmeyen bir afacanla bunu nasıl oynuyoruz bölümüne.. Kartları elime alıp iki şekilde(ingilizce-türkçe) karışık olarak söylüyorum.Eşleşmesi gereken kısmı minnak buluyor.Sabah erken vakitleri yada akşam yemekten sonra çıkartıyorum böyle şeyleri çünkü gün içinde aklı hep dışarda.Bol bol parka gidiyoruz.Parktada artık "hadi gel yaprak bulalım" diyorum yada "burası sapı sanırım" diyorum çiçeği göstererek "hayırrr anne diiil" diyor:))
*kök kısmını ben çizdim o yüzden biraz garip görünüyor olabilir.



20 Nisan 2016 Çarşamba

Harfleri Öğreniyoruz

  Bir önceki postta bahsetmiştim bu ara harfler ile ilgili oyunlar oynuyoruz.Tabiki ilgi süresi çok kısa:( Dikkatini verdiği kadar oynayıp kaldırıyorum.İlk önce büyük ve küçük yazılışı aynı olan 4 harf ile başladım.Harfi seçiyor sonra o harfle başlayan şeyleri ben sayıyorum, minnakıma da tekrar ettiriyorum.Evde o harf ile başlayan nesne yada yiyecekleri buluyoruz.
  Bu arada ben bunları kafama göre şablonsuz kesip biçtim o yüzden pek simetrik değiller:)




19 Nisan 2016 Salı

Sevimli Alfabe Kartları

  İceoğlan bu aralar harflere oldukça meraklı.Giysilerimizin üzerindeki harfleri tekrar ediyor yada bazı etiketlerdeki büyük harfleri soruyor.Bende eğlenceli bir flashcard ararken bunu buldum.Türkçesini sonra kendim yapmayı  düşünüyorum.Şimdilik bunlarla idare edelim.
• Bir sonraki post evde kendim yaptığım harfleri paylaşıcam belki sizlerede fikir verir.

Evde print edilebileceği gibi ofsetten de çıkartılabilir.
* Her bir karta içindeki hayvana yada nesneye uygun hikaye uydurarak tanıtıyorum.Bu şekilde daha eğlenceli sanki..
* Ara sıra çıkartınca sıkılmıyorlar.Hergün oynamaya zorlar yada sadece öğretme amaçlı kullanırsanız ilgilerini çekmez!
* Görseller itsybitsyfun.com sitesinden alınmıştır.







18 Nisan 2016 Pazartesi

Emziğide Attık Ohh

  İlk aylarda çocuğa hiç emzik vermemiş hatta "aaa olurmu öle şeyy, nçık nçık çocuğu susturmak için tıpa diye kullanıyorlar,nayırr asla kullanmiyiciğim" lafımı yemiştim ki "tıpa" niyetiyle asla kullanmadım.Anne olmadan önce bir halttan haberim yokmuş hatta o gıcık bilmiş teyzeler gibi yorum yapmışım:) Ayrıca çocuum diye demiyorum beni fena yola getirdi.Eyy okuyucu henüz anne değilsen sakın büyük konuşma emi! O sevimli minnakım 50cm boyuna bakmadan laflarını bir güzel yediverir sana.
 Neyse bir gece "şap şup cok cok" tarzı yalanma sesleriyle yerimizden fırladık.Oğlum bu eylem sırasında çıkarılabilecek en yüksek ses ile parmak emiyordu! Ertesi gün doktora danıştım "naapsak doktorcuum,bende çoook uzunn süre parmak emmişim vallahi acı ojenin tadını hatırlıyorum düşün o kadar.." dedim.Güldü tabi "emme ihtiyacı yüksek bir çocuktur o yüzden bu zamanlarda emzik verebilirsin ama sürekli olmasın ve asla bu konuda inatlaşma" dedi.
  Bebeğimin memede uyuması ilk zamanlar beni rahatsız etmedi zaten evde olucam birşey olmaz diye düşündüm.İyikide öyle yapmışım çünkü akşam/gece uykuya dalması benim için kolay oldu,4aylık bebeme uyku eğitimi vermeye çalışıp ikimizide harap etmedim.Tabi çocuk nasıl uyuduysa gece kalktıktan sonrada aynı şekilde uyumak istiyor.Tekrar uykuya dalarken emzik verelim diye düşünürken,parmak emmeye başlayınca düşünmeyi bırakıp eyleme geçtik.Ama doktorun önerisine uyup en baştan bir standart belirleyerek,sadece uyku zamanı kullanmaya başladık.İlk önce bir hevesle cok cok emiyor sonrada atıp uyumaya devam ediyordu.Sabah uyandığında hemen yatağından alıyordum,ağzındaysa yavaşça izin isteyerek ağzından alıp "hadi memeyi yerine kaldıralım,uyurken gelir burdan alırız" diyordum.Vakit gelipte "Haydiii uyumaya" dediğimde "memeeee" diye koşarak çekmecenin önüne geliyordu:) Uykudan kalktığında da "anne meme bitti all all" deyip yerine götürüp bırakıyordu.
  İyi güzelde iki yaşa yaklaşmışken artık bırakmalıydı.Hem "inat dönemine" son sürat ilerlemekteydik hemde yaş ilerledikçe bağımlılık seviyesi artıcaktı.Uzun süre kullanımı bilindiği üzere diş/çene yapısının bozulmasına hatta konuşma geriliğine sebep olabiliyor.Biz sadece uyku vakti kullanıyorduk ve çokta faydasını gördük ama daha ileri gitmeden bırakmalıydık.
Önce yaz tatilini bitirdik sonra emmeyi bıraktı,odası değişti daha büyük odaya geçti,tuvalet eğitimini bitirdi veeee İzmirdeyken en sonunda emziğide attı:)
  Öğlen uykusuna ananemin yatağına uzanmıştık,bıd bıd konuşuyordu veee elinde sallarken memeyi düşürdü bende fırsat bu fırsat "çok zor yerde alamıyorum" dedim.Kabullenmedi tabi."Oğlum sen artık büyüdün,büyükler emzik kullanmazlar sonra dişlerimiz yamulur ıyyy" dedim google dan bakabileceği boyutta yamuk diş resimlerini gösterdim "bakkk pisss iyyy" falan dedim o da aynı tepkiyi gösterdi.Anladımı bilemiyorum tabi:) Hala "anne emzik attı,bitti yok" diyordu.İlk gece baya döndü durdu,ikinci gecede böyle geçti.Alışmış tabi o yüzden uykuya dalabilmesi uzun sürdü.Birkaç gün öğle uykusunda zorlandı ama hem kalabalıkla hemde gezip tozmanın yorgunluğuyla unuttu.Her gece uykuya giderken soruyor sonra kendi kendine "meme attım,yok bitti gitti" diyordu.Dönünce daha çok aklına geldi ama tam sırasıydı ve fırsatı iyi kullandım bence, daha ileride çok daha zor olucaktı.Ilımlı olduğu ve kolay ikna edilebilir bir dönem olduğunu anladığınız anda fırsat yaratın!
  Hele şükür bir aşamayıda kolaylıkla atlattığımız için kendisine teşekkürü borç bilirim.Canım oğluşum keşke hep böyle anlayışlı olsan:) 

17 Nisan 2016 Pazar

Sasalı Doğal Yaşam Parkı

  Sasalı; Türkeyinin ilk doğal yaşam parkıymış.425bin metrekarelik bir alan üzerindeki bu güzel park, tamamiyle İzmir Büyükşehir Belediyesinin öz kaynaklarından yapılmış! Otoparkı ücretsiz ayrıca giriş ücreti oldukça uygun.Hatta emin olamayıp iki kere sordum:))
  İlk hayvanat bahçesi deneyimimizi buradan hatırlarsınız.Filleri ve zürafaları göremeyen oğlanı hazır İzmirdeyiz bari Sasalıya götürelim dedik.İyikide gitmişiz çok hoşlandı.Her zamanki gibi koştur koştur helak olduk ama sevdiği canlıları gördüğündeki o sevinç,heyecan.. "Aaaa babacıı bak fillll","anne meee var bak meeee","hııııııy assannn rarrrr". Çığlıklar atarak dolanıp durduk:)
  Hayvanların alanları oldukça geniş en güzel yanıda bu zaten.Hatta tavus kuşları gayet serbest sağda solda dolaşıyor.Benimki bir tane kucaklıyordu valla çok kovaladı ama yakalayamadı:) "gelll gellll cici yapcam gelll" diye mafoldu çocuk hayvanın peşine.
Alan çok büyük olduğu için bir kaç farklı yerde tuvalet/bebek bakım odası,çocuk parkı ve kafeteryalar bulunuyor.Girişte gişeden bir broşür alırsanız ortada bir o yana bir bu yana dolaşmamış olursunuz.
Yeşil alanı çok, yoruldukça yada sıcaktan bunaldıkça ağaç gölgelerine oturduk.Ama saolsun sivrisinekler bir rahat vermedi.Zaten burası hakkındaki tek olumsuz yorumum, mutasyona uğramış büyüklükteki sivrisinekler.İnsan bir ilaçlar yahu çoluk çocuk geziyor burayı!
  Girişte küçük ahşap vagonlar var,çek çek şeklinde.İçine çocuğu atıyorsun sonrada çek babam çek.Bizim ki içinde durmayacağı için pas geçtik ama çok sevimli ve iyi düşünülmüş.İçeride dolanan birde minik gezi treni var yakalayamadık bir türlü.
Yalnız sıcaktan çoğu hayvan ağaç gölgelerine saklanmış,bazılarını çoook uzaktan görüyorsunuz..

  Darıcadan sonra nasıl ferah bir yer anlatamam.Yalnız haftasonu hem sıcak hem kalabalıkla ziyaret etmek biraz sıkıntı olabilir.Erken saatte gittiğimiz için rahat ettik ama biz çıkarken çok kalabalıklaştı.

Saatler: Mevsime göre değişiyor.İlkBahar; 09:00-19:00
Ücret: Yetişkin;3 Öğrenci;1 0-6 yaş ücretsiz
Engelliler ve refakatçileri ayrıca gazi ve yakınları için ücretsiz.Haftanın iki günü okul öğrenci ve öğretmenleri içinde ücretsiz.Bu ancak böyle bir belediyede olurdu zaten tebrik ediyorum!
Yakınında hemen birde Kuş Cenneti var ama biz gitmedik,sizin aklınızda olsun efenim.
Gittik,gördük,beğendik! 

Düşünn Düşünn

  Oğluş bezi atsın onu (hayır kendimi:)) hediye olarak İzmire götürücem demiştim.Bir hafta kadar buralarda yoktuk bol gezdik,çokça yedik/içtik vee kürkçü dükkanına geri döndük.. Biraz kafamı toplama açısından iyi geldi.Güzel memleketimin havası,suyu herşeyi bambaşka zaten.
(kandil denk gelince bolca lokma yedik)
  
  Ananemle dedemi nasıl özlemişim anlatamam.Teyzuş ve cağnıım kuzenimde geldi.Konu komşu ve ev ahalisinin kalabalığıyla minnakın çenesi daha da bir açıldı! Ayyy 5 dk susmuyor be.Sürekli birşeyler anlatıyor ki konuşsun diye bekleyen bendim şimdi sussun diye gözünün içine bakıyorum:)Annelik işte böyle tezatlarla dolu garip bir hal.
  Hava ise harikaydı! Eğer araba olsaydı yazlığa gidip denize bile girecektik.Kumsalda yalın ayak yürüyüp kötü enerjimi atmak istiyorum.Dalga sesleride terapi olurdu..
 (üvey evlat değilim baba tarafına benziyorum:))

  Gezinin en güzel yanıda kuzenimle dertleşmek oldu.İnsanın içine atmak yerine,paylaşacağı kimse olmaması ne kötü:( Hem bak kardeş olmasada bir kuzen (kardeşimden daha can!) yetiyor insana.Oğlumda yalnız kalmaz demek ki,sanki kardeşi olan yalnız kalmıyormuş gibi.. Evet bu aralar bu konuda gündemdeydi "başka çocuk istememek".Tabi Allah bilir ve hayırlısı neyse o olsun diyelimde büyük konuşup başımıza bir iş getirmeyelim..Zati bu evrenin benimle bir alıp veremediği var,karmam kötü karmam.Şans konusunda annem,teyzelerim ve kuzenlerimin de benden geri kalmadığı düşünüldüğünde kesin dedem yada ananem çingene ahı aldı diye düşünüyorum:)
  İstanbuldan uzak kalmak bana,actionu bol aile ile vakıt geçirmek ise hepimize iyi geldi.Kendimi şarj ettım sanıyordum ama geri dönünce yine bir garip oldum.. Evin içinde bir başımıza kalınca çocuk bile bunaldı "offf offf ay dede yokk,nene yok püfff" diyor:(
  Öte yandan İceoğlan kreşe başlıyacak diye yer araştırma/eleme ve düşünmekten bunalma dönemindeyim.El kadar çocuğu servise vermek beni çok düşündürüyor.Bu sene yazlığada öyle bir ay gidemem hem annem hem babam evde bir yapamadılar işe geri döndüler.Çocuğu yaz okuluna mı versem acaba diye düşünmekteyim.
  İşe dönsem mi,yarı zamanlı mı olsa yoksa üniversiteye girsem de hep istediğim bölümü mü okusam (yaşımın artık geçtiğini düşünenlere inat) diye düşünüyorum.
Kardeşim yazın askere gidecek kısmetse eee birde ona üzülüyoruz.Gerçi ülkenin hali hal değil artık siviller daha çok tehlikede ya neyse..
Sevgili kocacııım(!) kendi işini kurduğu için normalden daha çok çalışıyor ve stresli haliyle.Onuda kendime dert edindim.
   Dedem sanırım alzheimer hastası:( Önümüzeki hafta doktora gidecekler tabiki kabul etmiyor.. Ama bu hafta gördüklerimiz de ortada.Tam da gelmeden bir iki gün önce Still Alice filmini izlemiştim.Hay ben senin karma gibi... Tüüüm rahatlığıma ve normalde dert etmeyeceğim bu kadar şeyi kafama takma sebebim bu sanırım.Asıl konuyu düşünmek istemiyorum.Annem babamdan bile çok sevdiğim yaşlı tontonlarıma kıyamıyorum.Dedem gibi okuyan,çalışkan,dinç bir insana bunu yakıştıramıyorum:((
-5 dk. ağlama molası-
Ohhhh rahatladım valla, şimdi devam..