30 Ekim 2015 Cuma

Çocuğumun İyiliği İçin Derken..

  Çocuğumun bağımsız olabilmesi en önem verdiğim konuların başında geliyor.Ama çocuklar istediğimiz gibi değilde,bizden ne gördüyse,nasıl yetiştirdiysek öyle oluyorlar.Kendi başına haraket etmekten korkmayan,kendine yetebilen bireyler olabilmeleri gerçekten önemli.Yaşam tarzınız ise en önemli etken.Batılı aileler, çocuklarının bağımsızlığı için ekstra özen gösterme gereksinimi duymazken,bizler yaşadığımız toplumda çocuklarımıza daha fazla özgürlük verme ve bunu çevreyede kabul ettirebilme derdi içindeyiz.
  Bu konularda Adale Faber bana yol gösterici oldu."Çocuklarınıza erken yaşlardan itibaren seçenek sunarak,seçim yapmasına izin verin.Öneriler sunarak işlerini kolaylaştırmak yerine kendinizi tutun,kendi çözümlerini bulmalarını teşvik edin."
  Özgürlükleri için imkan tanıdıkça,sorumlulukların arttığını,istenilenlerin yerine getirildiği durumların çoğaldığını rahatlıkla gözlemleyebiliyorsunuz.Ben yaşına uygun yapabileceği herşeye izin veriyorum.Çok rahat davrandığımı söyleyenler var.Kibarlıklarından böyle dediklerinden eminim:) "ne biçim anasın lan,bir bak şu çocuğa" dediklerini tahmin edebiliyorum.Çünkü çoğu zaman benden önce çocuğumun yanına koşma,yanlışını düzeltme uğraşı içindeler.Babam artık durumu kabullenmiş, panikleyip koşan annemi kolundan tutup durduruyor.Eşimleyse resmen çatışma yaşıyoruz "bi bak şu çocuğaaa" diye.Ama İce dönüp "anne yeaa ne var" diyor.Meali "ne var yaa ben hallediyorum işte."
  Aşılması gereken engelleri onun için halledersem, ona mücadele edeceği hiçbirşey kalmaz ise, problem çözmeyi nasıl öğrenecek? Başarısızda olabilir ki olsunda.Tabi üzülürüm ama her başarısızlık bize farklı birşey öğretir.
Muhakkak anneyken herşey daha zor.Pamuklara sarıp sarmalamayı arzuluyor,zarar görmesinler istiyoruz.Mümkün olsa keşke ama değil.Öyleyse çocuklarımızın güvenliği için önce onlara güvenmeliyiz,başkalarına değil!!! Gerekeni öğretip,izlemek,fiziki durumuna uygun sorumluluklar vermek görevimiz.Onun güvenliği için panik ananeye,servise binmesini sağlayacak ablaya,okulda arkadaş sorununu çözecek öğretmene,kreşte tuvalete götürecek yada yemeğini yemesini sağlayacak sorumlu eğitmene mi güvenmek istersiniz? Yoksa yabancılar ile gerekmedikçe konuşmayacağını bildiğiniz,çakmağı kullanmanın sonuçlarını bilen,bilmediği şeyleri yemeyecek,trafik işaretlerine uyacak,tehlikeli durumları/kendine zarar verecek davranışları ayırt edebilen bir çocuk mu?Ben anne olarak çocuğuma rehberlik etmem gerektiğini düşünüyorum,gereken yerlerde yönlendirmeler de yapabilirim.Ama problemini çözmemeli,aşması gereken engeli kendi görmesine müsade etmeliyim.Yanii sevip, kaygılanmayı normal standartlarda tutmak lazım.Başarabildiğim kadar da yapmaya özen gösteriyorum.Yalnız etrafta öyle anneler var ki çocuğunun vahşiliğinden hoşlanan, bazen (yeni olduğumuz ortamlarda ve parkta) kontrol halinde ardından dolanıyorum.Ufacık çocuklara müdahele eden büyüklere şaşıyorum; "sen in salıncaktan hadi birazda benim kızım binsin" gibi.Bazen fiziksel müdahele edip çekiştirebiliyorlar bile.Ayyy zor iş valla dengede tutabilmek.Çocuklarda ailenin müdahele edeceği zamanı ve kendi çözmesi gereken durumları zamanla ayırt edebilecektir diye umuyorum.
  
  Bireyselleşmesine imkan vermediğimiz çocuklar zamanla öyle hazırcı oluyorlar ki,bizler herşeyi hatırlatmak zorunda kalıyoruz.Söylemezsen dişini fırçalamaz,odasını toplamaz,çantasını hazırlayamaz,ödev yapmaz.Yemeğini yedirmeni bekler,üstünü giydirmeni bekler,saçını taramanı bekler,masadan tabağını kaldıramaz..Korunmaya alıştığından kendini savunamaz! Nede olsa arkadaşı ile kavgasını çözecek annesi,kötü notun hesabını soracak babası vardır.Temiz olmayacağını düşünerek yıkanmasına yardım et,tam doymayacağını düşünerek yemek yemesine yardım et,ödevleri eksiksiz mi kontrol et,arkadaşıyla sorunu olduğunda çözmeye çalış..ee bunlar onu korumaz ki!
  "çocuğumun iyiliği için" dediğimiz durumlar çoğunlukla onların özgüvenini köreltici davranışlar oluyor.Biz "ben yapınca herşey daha kolay","ayy kıyamam küçük daha" dedikçe günlük yaşam becerilerinin gelişmesine engel oluyoruz.Sonra büyüyorlar ve arkalarından "hadii hadii" diye dolanıyoruz.
Misal annem ve kardeşim arasındaki ilişki tam olarak böyledir:( Zaten merak ediyorum aynı ailede büyüyüp nasıl bu kadar farklı olabildik? Ohoooo bir bir yazicimmm anne bize neler yaptığını:))) Hayır İce da alkış bekler oldu sayelerinde.Ooooo saat dedi alkışşşşş,yapbozu nede güzel yaptı alkışşşş,tabağını bitirdi alkışşşş.Çocukta öğrenmiş ama, benden yada babasından böyle bir beklentisi yok ama dedesinin evine gittimi..offf:( 

  Herkesin görevinin belli olduğu ailelerde ise sorumluluk sahibi çocuk yetiştirebilmek daha kolay.Çocuk, babasının masayı kaldırmaya yardım ettiğini görünce örnek alır,kirlilerini ortalığa bırakmak yerine banyoya götüren babada ıyı ornek dimi:) Eşimle, çocuk büyütürken anlaştığımız nadir konulardan bu.Derli topludur,yemek yapar,temizliğe yardım da eder duruma bağlı,meyvesini suyunu kalkar kendi alır(annesinin hizmetine alışmış,karısından da aynı muameleyi bekleyenlerden değil çok şükür).Oğlanda sürekli babasını takipte.Ayakkabısını çıkartıp ayakkabılığa yerleştiriyor,tabağını mutfağa götürüyor,kıyafetlerini dışardan gelince kirli sepetine götürüp atıyor:)En ufak çöpü bile asla yere atmadığımı,çöp kutusuna götürdüğümü izliyor.Davranışlarımız,sözlerden daha önemli! 
  Fazla müdahele etmemek,aşırı hoşgörülü yada kayıtsız olmamak,her isteğini yerine getirmemek,çevreyi onun adına kolaylaştırmamak için dikkat ediyorum.En çok yapılan yanlışta, ağladıklarında yeterki sussun diyerek mantıklı-mantıksız isteğini yerine getirmekmiş."Yeteri kadar ağladığımda istediğimi yapıcaklar" diye koşullanıyormuş akıllı bıdıklar.Ben kayıtsız kalabiliyorum da eşim ağlamasına dayanamıyor.Annem zaten kendini adamış,tam anlamıyla hizmetine sunmuş durumda..Tamam hiçbirimiz mükemmel değiliz de bu konular daha bir hassasiyet gerektiriyor,bu sebepten hemen müdahele ediyorum.
  
 Çok uzattım ayol..neyse anneler napıyoruz; bireyselleşmesine izin vericez,güvendiğimizi belli edicez,gelişimine uygun sorumluluklar vericez ve verdiğimiz sözleri tutucaz.Sonrada dua edip bekliyiciğiiz bakalım sonuç ne olucak diye:)))

23 Ekim 2015 Cuma

Oğlumun Elmalı Keki

  Oğluma ve kuzenlerine oyun saatlerinde atıştırsınlar diye tuzlu/tatlı kekler de yapmaya başladım.Hahaha adam bildiğin çaya misafir kabul eden komşu teyze edasıyla tabaklarını herkese dağıtıyor:))) Neyse cıvıtmayalım..Bu elmalı kek oldukça besleyici bir seçenek.İçinde bolll bol elma ve ceviz var.Ve tabiki tam buğday unundan! İkimizede ıhlamur yapıyorum ve karşılıklı birer dilim yiyoruz.Tabikisi o hala döke saça ve yarım porsiyon yiyor ama olsun..

Elmalı Kek

3 yumurta
4 tatlı kaşığı agave (orjinalinde 1 su bard.şeker vardı)
1 su bardağı zeytinyağ
Yrm çay bardağı süt
3 elma
1 su bard.ceviz
2 çay kaşığı tarçın
2 su bard. tam buğday unu
1 paket kabartma tozu

Elmaları rendelemiyorum küp kesmeyi tercih ediyorum.Tarçın ve ceviz ile harmanlayıp bekletiyorum.
Yumurta ve şekeri iyice çırpıp geri kalan malzemeyi ekleyip,tahta kaşık ile karıştırıyoruz.Sonra elmalı harcı ekleyip 175 te ısıttığım fırına veriyorum.Yaklaşık 40dk içinde oluyor.Missss gibide kokuyor:)

Afiyet bal şeker ossun..


20 Ekim 2015 Salı

Ev Yapımı Fıstık Ezmesi Tarifi

  Müthiş bir enerji kaynağı ve lezzetli fıstık ezmesini sevmeyen yoktur herhalde..
Bazen ekmeğin üzerine sürüp,bazen süt ve muz ile blendırdan geçirip veriyorum oğluma.Tabiki bu yaptıklarımı silip süpürmüyor ama yeteri kadar yiyor.
  Paketli gıda düşmanı değilim fakat evde yapabildiğim şeyleri neden dışarıdan alayım? İçinde kıvam arttırıcı ekstra yağlar,tatlandırıcı,glikoz,mısır şurubu ve kimbilir daha neler var.Buna rağmen ben senelerce kullandım tabi ama çocuk konusunda insan bu tanışmayı mümkün oldukça ertelemek istiyor..En azından ilk üç sene.
 Fıstık ezmesi yüksek miktarda protein ve lif içeriyor.Hücre yenilenmesini sağlayan E vitamini içeriyor.Oldukça besleyici ve lezzetli bir atıştırmalık.Kalp için sağlıklı olan doymamış yağlar ve daha neler neler..
Aynı tarif ile fındık ezmesi yapabilirsiniz.Hatta içine kakao veya keçiboynuzu özü ekleyip,kahvaltılık çokotala diye kakalayabilirsiniz:)))
••• Çooooook alerjen bir içerik olduğu için kesinlikle +18 ay üzeri ve alerjisi olmayan çocuklara veriniz.Bizim herhangi bir sorunumuz olmadığından kuruyemiş ve egzotik meyvelere +8 ayda başladık.Ama doktora danışarak!!! Sizlerde üç gün kuralına uyunuz,alerjen olabilecek gıdaları verirken yeni başka birşey denemeyiniz ve yaşına uygun meyve/sebze/kuruyemiş yedirmeye özen gösteriniz!!!

Ev Yapımı Fıstık Ezmesi
250 grm taze kabuklu yer fıstığı
2 tatlı kaşığı bal yada agave şurubu
1 çay kaşığı vanilya (isteğe bağlı)

Fıstıkları soyarak teflon tavada 5-6 dk kadar çeviriyoruz, iyice kokusu çıkıyor.Sonra bal yada agaveyi ekleyip rondoda çekiyoruz.İlk önce toz,4 dk kadar sonra hamur vee 7-8 dk gibi bu kıvamı alacaktır.Yani durmadan çekmeye devam edin.Saklama kabında, buzdolabında 10 gün kadar muhafaza edebilirsiniz.
Buda oğlumun fıstık ezmeli kahvaltısı

19 Ekim 2015 Pazartesi

Renkli Tırtıl

  "Aç tırtıl" en sevdiğimiz kitaplardan.Eee tırtılı sevince onunla da ilgili bi oyun yaparsam belki renkler ilgisini çeker dedim, çekmedi:))) Ama belki sizinki sever..

• İki şablon çıkarıp (birisini renkli) renkli olana bakıp, aynı sıra ile boyamasını isteyebilirsiniz.
• Renkli boncuk,makarna,karton vs. kullanıp şekillerin içini doldurabilirsiniz.
• Oyun hamurlarıyla misketler yapıp,renkleri eşleştirebilirsiniz.
• Renkli ponponlar ile eşleştirme yapabilirsiniz.
• Duvara yapıştırıp min
• Rakamları sırayla yazıp odasında bordür olarakta kullanabilirsiniz.(elimde rakamlı şablonda olması lazım,en kısa zamanda paylaşırım)


*Görselleri bulduğum yerleri hep belirtir hatta linkte veririm.Fakat bunu çoook önceleri bulmuştum o yüzden hangi siteden aldığımı hatırlayamıyorum.Yabancı bir okul öncesi etkinlik bloguydu.





Bağımlı Çocuk mu Bağlı Çocuk mu ?

  Her anne-baba ailesine bağlı çocuk ister tabiki.Bazıları farkında olmadan yanlış yöntemler kullandığı için çocuklarını bağımlı hale getirir.Fakat bazıları da özellikle kendine bağımlı olsun diye uğraşır.Gideceği okula,yaşam tarzına,mesleğine karışır ve hatta eş seçimini yapmak ister ve yaparda! Bununla yetinmez çocuğunun ailesi üzerinde söz hakkı olsun ister, geline/toruna karışır ve birde bunun adı bizim toplumumuzda "saygı" dır.Büyüğe saygı denilerek dikte edilen şey (bu anlamıyla) tamamen zırvalık ve saygıdan çooook öte bir kavramdır halbuki.
  Anne-baba asli görevi olan çocuğun bakımını sanki ekstra birşey yapmış gibi "seni yedirdik,içirdik,giydirdik,okuttuk,büyüttük" diyerek sürekli kafaya kakalar.Karşılığında yaşlılığında kendisine bakılmasını ister.İşine gücüne karışabilmek ister.İsterde ister.. Şimdi düşünün böyle kaç kişi/aile tanıyorsunuz? Eğer Türkiye de yaşıyor iseniz eminim ki çokça.Saçımı süpürge ettim,yine de yaranamadım nesli:) 

 Şimdiiii gelelim şu bağlanma olayına.Çocuklar en baştan anneye bağımlı dünyaya geliyorlar zaten.Yeme,içme,alt değiştirme,yıkama,giydirme,uyutma.Sonra büyüdükçe ve kendi işlerini halletmeye başladıkça durum değişiyor.Yürümeyi öğreniyor,kendi yiyor,konuşmaya başlıyor.. Bu arada ailenin tavrı çocuğun tüm geleceğini etkiliyor işte."büyüyünce öğrenir" düşüncesiyle yemeğini ağzına tıkıştırıyor,ayakkabısını bağlıyor,parkta arkadaş buluyor,ödevini yapıyor...Bunlar da sürecin doğal akışını bozuyor.
Bakın yanında yatırıyor konusuna hiç girmiyorum, çünkü o çok farklı.Normal koşullarda çocuğun tek başına yatabiliyor olması,kendi odasında kalıyor olması önemli.Ama bağımsız yetiştiricem diye, bazen annesiyle yatmak isteyen çocuğunu yada hasta çocuğunu yanında yatırmamak ve bunun için ağlatmak daha farklı sorunlara sebep olur.Kucak istediğinde "aman alışır" diye korkmadan,doya doya sarılmalı.İhtiyacı olmadığı anlarda da kucakta taşırsanız o sorun işte.Sevgiyi doyasıya alan çocuk zaten özgüvenli oluyor,kendisini seviyor.
"Yapmaaa düşersin","ay şimdi kesicen biryerini","elleme","sen beceremezsin","dur ben yapayım"... diyeee diyeee çocuğu tırsak,korkak,her halta yanında annesini isteyen bir bebeye dönüştürmüş oluyoruz.Evet bunu biz kendimiz bile-isteye ve "ayyy kıyamamm" diyerek yapıyoruz.İşin kötü tarafı "bağlanma" sadece anneye olmuyor.Büyüdükçe işi onun yerine yapılsın diye bekliyor,alkol yada sigaraya kolayca bağımlı olabiliyor,sevgilisine bağımlı oluyor ve ayrıldığında şiddet gösteriyor,bırakmıyor.Spora yada yemeye aşırı düşebiliyor.Okuduğum tüm makaleler de bağlanmanın,yaş ilerledikçe farklı şeylere yönelebileceğini belirtiliyor.
  Geçenlerde bir komşum ile konuşuyoruz.Çocuğunun o hatırlatmasa akşam yemeği yemeyeceğinden yakınıyor fakat kahvesini bir solukta içip, "ayy dur meyve yer bu saatte vereyimde geleyim" diyor! Bahsettiği çocuk(!) 20 yaşında.Kendisi acaip tatlı ama tam anlamı ile helikopter bir ebeveyn.Benim annemde aynen böyle "helikopter anne"dir.Bu konuya sonra geliciiiz.(Evet majka yaptıklarını bir bir dökücem ortalığa) Helikopter aile nedir merak edenler buradan okuyabilirsiniz.Hatta en kısa zamanda birkaç örnekte vericem yakından tanıdığım birkaç aileden.

Çocuğunu düşündüğünden gezmeden koşarak döner,hizmet eder,etrafında pır döner,doktora götürür,her haltına koşar,meyvesini soyar,kıyafetlerini evin dört köşesinden toplar,kötü giden evliliğe çocuğu için dur diyemez,işten çıkınca kendine vakit ayıramaz,30 yaşında çocuğunu bırakıp ailesini görmeye memleketine gidemez.
  Çocuğunun kendince(!) iyiliğini düşünen,onun için endişelenen,hata yapmasına izin vermeyen aileler, aslında çocuklarının kişiliğini istismar etmektedir.
Son zamanlardaki moda ebeveyn akımları,ideal çocuk yetiştirme eğilimi,maddi manevi yatırımlarını çocuğa yöneltme,ben yaptım sen yapma diye aklı sıra rehberlik etme....Ben zoru gördüm o görmesin diye uğraş verme,çoğu zaman aşırıya gitme,kendinden daha başarılı olsun isteme,korumaya çalışma veeee bunlara karşılık çocuklarda; kaygı bozukluğu,özgüven eksikliği,kendini yetersiz görme,kızgınlık,panik atak,içe dönüklük gözlemleniyor.Son zamanlarda bir anda artan bu şikayetlerin sebebi, bizim davranışlarımızdan kaynaklanıyor aslında.
  Ben rahat bir insanım ve oğluma da güvendiğimi,kendisiyle gurur duyması gerektiğini sürekli söylüyorum ama eşim maalesef sabırsız,ağlamaya tahammülü olmayan,yanlışı gördüğü anda düzeltmeye çalışan,her isteği için başında olan bir baba.Ailesinden gördüğü, "bir büyük çocuğa emanet et sal sokağa büyüsün" felsefesi olduğu için çok çatışıyoruz.Son zamanlarda onunda rahatladığını hissediyorum aslında ama kalıcı bir çözüm bulmak lazım.Çocuğa çip falanmı taktırsak:) 
  

18 Ekim 2015 Pazar

Oğlumu Büyütürken Vol.2

  Çocuğum/eşim beni zıvanadan çıkardığında,yıkık bitik tükenik hissettiğimde okurum artık..

  • Çocuk büyütürken sorun yaşamayan anne-baba yoktur.Tek değilsin.
  • Beklentilerini düşür.
  • Bu saatten sonra iade edemezsin,elinde olanı kabullen,senin çocuğun bu (inatçı,güçlü,enerjik)
  • Herzaman sorunlar yaşanabileceğini kabul et ve RAHATLA !!!
  • Çözüm bulmaya çalışırken yardım istemekten çekinme.
  • Kendine de vakit ayır.Hatta haftada bir gün "Giz Günü" olsun. GG 
  • Eş dediğin, adı üstünde yoldaş,yükün bir kısmının onun olduğunu unuttuğunda/kendini kaptırdığında hatırlat.
  • Süper gözüken,her etkinlikten pırtlayan,botoxlu,her daim bakımlı analara bakma sen yahu, onların yardımcıları var ama sanki yok ta onlar harıkalar ımajı yaratmada başarılar.Her haltı becerebiliyor gibi gözüküyorlar,aldanma,kıyaslama! 
  • Çocuğu özgür bırak,hata yapmasına izin ver.
  • Pozitif disiplinnnn,pozitiffff:))
  • Sporu aksatma.
  • Ev işleri için kendini hırpalama ayol olduğu kadar.
  • Daha çok kitap oku.
  • Unutmaki herkesin onayını alamazsın.Hakkı olabilirsiniz de bazen gitsin.Haklısınız değil yalnız "olabilirsiniz"
  • Yalnız vakit geçirmeye özen göster.
  • Anne-oğul daha sakin vakit geçirmeyi dene..
  
 





4 Ekim 2015 Pazar

Mevsim sonBAHAR Olunca

  Hiiiç hoşgelmedin sonbahar:( Halbuki yazdan sonra en çok sonbaharı severim çünkü fotoğraf için yılın en güzel dönemidir.Sararan yapraklar ve turuncunun onlarca tonu offff... Balkabağı,kestane,darı,ceviz,balık,sıcak çikolata ve daha birsürü güzel şeyin mevsimi geldii,geldi de yüksek ateşle mi gelmek zorundaydı? 
  Mevsim geçişleri,hava bir iyi bir kötü derken birde okula başlayan çocuklar ohhh hepsi üstüste gelince hastalık kaçınılmaz oluyor tabi:(
  İki gecedir acaip öksürük sesleri geliyordu apartmandan,bizde offf bunlar aksırıp tıksırınca oğlana geçmese bari, diyerek endişeleniyorduk eşimle.Artık o meçhul hastadan mı,parktan bahçeden mi yoksa kendiliğinden mi bilemem ama ateşli işte.Olcağı varmış oldu.
Annem panik sürekli mesaj atıp arıyor."Yedi mi,zorla ver,ateş düşürücü ver bekleme,hiç bilmiyon bu işleri,ıhlamur yap,bak bol su içir,ateşi nolmuş,tavuk çorbası yaptın mı,aç bırakma,sakın ağlatma"... Ayy bide suçluluk duymana sebep oluyorlar:( Sokağa sürekli çıkmamalıymış..çıkartmayanlara da "evden dışarı çıkmıyor bu çocuklar hastalanırlar tabi" derler.Büyükleri memnun etmenin yolu yok zaten bunu anladım.Evi kar bile yağsa her gün en az bir saat havalandırırım,taze meyvesini ve sebzesini yer,sokağa çıkar, temiz hava da alır.Ama şimdi iştah gitti,cam kuşu oldu yağan yağmuru izliyor:( 
  Hemen ateş düşürücü verenlerden değilim.İlk gün tek atletle bıraktık,bol sıvı verdik,sık sık ılık duşa soktuk,yemeye zorlamadık.Gece 40ı bulan ateşi zar zor 38e çekince,sabah soluğu doktorda aldık.Ateş düşürücümüzü alıp eve döndük.Boğazda bir sorun yok bekleyip göricez dediler.Devam ederse yarın tekrar gidicez.İdrar örneği istediler çünkü çok yaygın bir idrar yolları enfeksiyonu varmış fakat oğlanı işetemiyoruz bir türlü:(( Zaten uykusuzluktan gözlerim yanıyor birde evi tozdan,akardan iyice temizleyin dediler.Tüm gün cam,çerceve,perde,koltuk kılıfı süpür yıka tak vs ile şuan bittim.. Allahtan babam "hastalıkla mücadele acil timi" geldi.
 Emmeyi de azaltmış bitirmeye yakındık ki yine hızlıca geri döndük.Şaka gibi ya çoğu okuduğum yazıda vardı zaten, memeden kesilme ve sonrasında gelen hastalık.Hayır biz bide geriliyoruz evde karı-koca.Eşim rahatlığıma kızıyor ilaçla durumu hemen atlatma taraftarı.İştahı kapandığı için çikolata olsa yesin,katı olma bukadar diyip dolandı tüm gün etrafımda..ayyyyy.Hazır meyve suyu verirken yakaladım bir ara,o içiyormuş canı çekermiş çocuğun hey allahım heyyyy! Çocuğun huzursuzluğu ve uykusuzluğu bizi de yıpratıyor.Gerçi o iyi olsun da bana yeter.Kocayla savaş verebilirim yani sorun deil:) Haftayada mini karadeniz turu yapıcaktık,oğlumu bağa bahçeye salayım yine diyordum.Ama oralar yağmurlu ve soğuk sanırım iyileşinceye kadar bekleyeceğiz yada termale mi gitsek ne? 
Düşmeyen ateşten dolayı yarın yine doktor yolu gözüktü bize off:( Bakalım ne olucak.Şu çişş olayını halletmeye çalışayım bari..


 Ne ciddi hastalıklar ile uğraşan anneler var,tedavisi olmayan ne dertler varken ben sadece şükrediyorum.asla yakınmıyorum.Allahım kimseyi evladıyla imtehan etmesin.Allah tüm hastalara acil şifalar versin.Annelere güç,kuvver,sabır versin..